- Pazarlama Kodları
- Posts
- Az Bütçeyle Büyük Etki: Reklamda Ezber Bozan Hafta
Az Bütçeyle Büyük Etki: Reklamda Ezber Bozan Hafta
🎁 Sürpriz Hediye: 5 Kişiye Bire Bir Strateji Görüşmesi
Merhaba, bültenimize kısa bir ara vermek zorunda kalmıştık ama bu dönüşü sizin için özel kılmak istiyoruz.
👉 Bu hafta, ilk başvuran 5 kişiyle bire bir ücretsiz strateji görüşmesi yapacağım.
Eğer reklamlarınızın performansını artırmak, pazarlama sisteminizi yeniden yapılandırmak veya işinizi farklı bir noktaya taşımak istiyorsanız; bu bire bir görüşmeler sizin için önemli bir fırsat olabilir. Detayları bültenin sonunda paylaştım.
Peki bu hafta neler var?
🚀 Teknoloji devlerinden beklenmedik hamleler,
🤖 Yapay zekâ dünyasında öne çıkan gelişmeler ve
📊 Instagram'da yaptığımız anket sonucu, en çok merak edilen konuyu Pazarlama bölümünde derinlemesine işledik: Düşük bütçeyle etkili reklam nasıl yapılır?
Dolu dolu bir sayıyla karşınızdayız. Hazırsanız başlayalım 👇
🔍 Bu Haftanın Öne Çıkan Haberleri
📩 Pazarlama, Teknoloji ve Yapay Zekâ Bülteni – 8. Sayı
🗓 Tarih: 30 Mart – 5 Nisan 2025
📌 Bu bültene kısa bir ara vermiştik ama şimdi çok daha güçlü bir sayıyla geri döndük!
1. Meta, Akıllı Gözlüksüz “Akıllı Gözlük” Geliştiriyor
Meta, artırılmış gerçeklik (AR) özelliği olmayan ama entegre ekran ve yapay zekâ desteği bulunan yeni bir gözlük prototipi üzerinde çalışıyor. Bu yeni cihaz, kullanıcıların komutlarına sesli yanıt verebiliyor, görüntü gösterimi yapabiliyor ve dijital asistan gibi çalışıyor. Meta, bu alanda Apple Vision Pro gibi AR/VR ürünlerle değil, daha hafif ve gündelik kullanıma uygun ürünlerle fark yaratmak istiyor.
2. Google, Web Sitelerinden Otomatik Pazarlama İçeriği Çıkarmaya Başlıyor
Google, web sitelerindeki içerikleri analiz ederek otomatik olarak pazarlama metinleri ve reklam metinleri üretecek yeni bir sistemi test ediyor. Bu sistem, özellikle reklamverenlerin içerik üretim sürecini hızlandırmak ve daha kişiselleştirilmiş reklamlar oluşturmak için tasarlandı.
3. Elon Musk, X’i Yeniden Satın Aldı
.Elon Musk, sosyal medya platformu X’i (eski adıyla Twitter) holding şirketi xAI üzerinden yeniden satın aldı. Bu hamle, X’in yapay zekâ tabanlı bir süper uygulamaya dönüşme sürecini hızlandırabilir. Musk’ın amacı, sosyal medya, ödeme sistemleri ve yapay zekâyı entegre eden bir ekosistem oluşturmak gibi görünüyor.
Bu gelişme, kullanıcı verisinin kontrolü ve yapay zekâ destekli öneri sistemleri bağlamında yeni etik tartışmalar da başlatabilir.
4. Amazon, TikTok’u Satın Almak İçin Son Dakika Teklifi Yaptı
Amazon, içerik odaklı e-ticaret stratejisini güçlendirmek amacıyla TikTok'u satın almak için son günlerde agresif bir teklif sundu. Özellikle genç kullanıcıların alışveriş davranışları üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulunca bu adım Amazon’un dijital ticaret vizyonunu değiştirebilir.
5. Sam Altman’dan Açıklama: ChatGPT Kapasite Sınırında
OpenAI CEO’su Sam Altman, Ghibli tarzı görsellerle ilgili yeni AI üretimlerini gösterirken, ChatGPT’nin şu anda kapasite sınırına dayandığını ve bu nedenle performans düşüşleri yaşandığını belirtmişti.
we are getting things under control, but you should expect new releases from openai to be delayed, stuff to break, and for service to sometimes be slow as we deal with capacity challenges.
— Sam Altman (@sama)
3:50 PM • Apr 1, 2025
6. Claude, Eğitim Versiyonunu Duyurdu
Anthropic’in yapay zekâ modeli Claude, eğitim kurumları için özel olarak geliştirilen yeni bir sürümünü tanıttı. Eğitimde daha fazla etkileşimli ve yönlendirici bir asistan olmayı hedefleyen Claude Education, sınıflarda kullanım için optimize edildi.
7. Sam Altman: “GPT-5 Yakında Geliyor”
Sam Altman, X’te yaptığı paylaşımda birkaç hafta içinde O3 ve O4-mini modellerinin, birkaç ay içinde de GPT-5’in yayınlanacağını duyurdu.
change of plans: we are going to release o3 and o4-mini after all, probably in a couple of weeks, and then do GPT-5 in a few months.
there are a bunch of reasons for this, but the most exciting one is that we are going to be able to make GPT-5 much better than we originally
— Sam Altman (@sama)
2:39 PM • Apr 4, 2025
8. DHL, Sağlık Lojistiğinde Gücünü Artırıyor
DHL, sağlık lojistiği alanında faaliyet gösteren CryoPDP’yi satın alarak, bu alandaki varlığını genişletme kararı aldı. Bu satın alma, soğuk zincir ve hassas ürün taşımacılığı alanındaki global rekabeti artıracığı düşünülüyor.
9. AliExpress, ABD Pazarı İçin Vites Yükseltti
AliExpress, Los Angeles’ta düzenlediği “AI-Powered E-Commerce Seller Summit” ile ABD’li satıcılara ulaşmayı hedefliyor. Yeni yerel pazaryeri modeli “AliExpressLocal Marketplace” ile doğrudan teslimat ve daha hızlı lojistik sağlanacak. Bu adım, Çinli platformların sadece ucuz ürün değil, hızlı ve yerel hizmet de sunabileceğini göstermesi açısından oldukça önemli.
10. Amazon’dan Fotoğrafla Alışveriş Dönemi
Amazon, mobil uygulamasında kullanıcıların ürünleri sadece fotoğraf çekerek arayabileceği yeni bir görsel alışveriş özelliğini tanıttı. Yapay zekâ destekli bu sistem, görsel tanıma teknolojisini alışveriş deneyimine taşıyor.
Düşük Bütçeyle Yaratıcı Reklam Kampanyaları Yapmak Mümkün
Instagram’da geçtiğimiz hafta yaptığımız ankete katılan herkesin neredeyse ortaklaştığı bir konu vardı:
“Düşük bütçeyle etkili reklam yapmak mümkün mü?”
Bu sorunun yanıtını bu sayıda sizin için detaylı şekilde ele alıyoruz.
Şunu net olarak söyleyebilirim: Evet, mümkün.
Ama bunun yolu daha fazla para harcamaktan değil, daha akıllıca stratejiler uygulamaktan geçiyor.
Artık insanlar her yerde reklama maruz kalıyor.
Ama gerçekten dikkat çekebilen içerikler nadir.
Bu nedenle bugünün dünyasında bütçeniz küçükse, hedefiniz parayla daha fazla görünmek değil, hikâyenizle daha fazla dikkat çekmek olmalı.
Çünkü dikkat ekonomisindeyiz. İnsanlar her gün yüzlerce reklam görüyor ama sadece birkaçını hatırlıyor. Ve o hatırlananlar genellikle para değil, duygu, cesaret ve yaratıcılıkla inşa edilenler.
🍕 15.000 Dolarlık Pizza, 1 Milyon Dolar Getirdi
Antimetal'in kurucusu Matthew Parkhurst, geleneksel reklam vermek yerine ne yaptı biliyor musunuz?
Sadece 15.000 dolar'lık bir bütçeyle, potansiyel müşterilerine 1.000 pizza göndererek şirketine 1 milyon doların üzerinde gelir sağladı.
Evet, pizza!
Ama bu basit jest o kadar doğru bir duyguyu tetikledi ki, insanlar bu sürprizi sosyal medyada paylaşmaya başladı.
Gelen kutularına pizza düşen insanlar hem şaşırdı, hem sevindi… hem de Antimetal’in adını ilk kez duydu.
Sonuç?
➡️ Gönderdiği 1.000 pizzadan gelen dönüşüm, 1 milyon doların üzerinde gelir getirdi.
Hiçbir dijital reklam bu kadar etkili bir “ilk izlenim” yaratamazdı.
Bu örnek bize şunu öğretiyor:
İnsanlar reklama karşı körleşiyor. Ama içten, yaratıcı ve zekice düşünülmüş bir hareket, paylaşılmak için can atıyor.
Ve en önemlisi: Başkalarına anlatıyor.
Attention economy. Dikkatinizi kim kazanıyor?
Herkes bir şeyler anlatmaya, bir şeyler satmaya çalışıyor. Peki gerçekten kim kazanıyor?
Kitapta işledik sonraki tweette👇
— Miran Ceylan (@MiranCeyln)
4:18 PM • Feb 1, 2025
Gerçek Reklam: İnsanların Sizi Gönüllü Olarak Paylaşmasıdır
Günümüzde reklamın en güçlü hali, insanlar sizi gönüllü olarak anlatmaya başladığında ortaya çıkar.
İz bırakan her marka, bu dönüşümün farkındadır:
Markaların bir reklam bütçesi olabilir, ama insanların içten bağlılığı satın alınamaz.
Bu yüzden düşük bütçeyle reklam yapmak isteyen bir markanın ilk düşünmesi gereken şey şu olmalı:
👉 “Tüketicinin konuşmak isteyeceği bir deneyim mi sunuyorum?”
Sosyal medya, içerik bolluğunun içinde kullanıcıları artık sadece faydayla değil, bağlantı kurma hissiyle harekete geçiriyor. Ve bu bağ, genellikle görünmeyen ama planlanmış detaylarda gizli.
İşte insanlar tarafından “gönüllü olarak paylaşılan” markalar arasında yer almanızı sağlayacak stratejik yaklaşımlar:
➤İnsanlar, yalnızca memnun kaldıkları değil, anlamlı buldukları deneyimleri başkalarına anlatır. Bu nedenle reklam mesajlarınızı "kampanya" mantığından çıkarıp, hikâye potansiyeli taşıyan mikro anlara dönüştürmeniz gerekir.
➤Reklama olan güven yıllardır düşerken, sosyal kanıtın etkisi katlanarak artıyor.
İnsanlar, ürününüzle ilgili yüzlerce yorum veya kullanıcı deneyimi gördüğünde size daha fazla güven duyar. Ancak burada önemli olan yorumların fazlalığı değil, anlatı derinliğidir.
➤Müşterilerinizden sıradan yıldızlı puanlar değil, neden sizi tercih ettiklerini anlatan özgün paylaşımlar isteyin. Bu yorumları e-posta imzalarınızda, web sitenizde ve hikâyelerinizde sürekli döngüde tutun.
İnsanlar kendilerinin öne çıktığı markaları paylaşır. Çünkü bu bir “reklam” değil, kişisel bir vitrin olur.
Matthew Parkhurst’un yaptığı şey tam olarak buydu.
15.000 dolarlık pizzayla, 1 milyon dolarlık iş aldı.
Antimetal’in kurucu ortağı, potansiyel müşterilerine sıcak satışla değil, onları şaşırtan bir jestle ulaştı:
Şirketlere gönderilen 1.000 pizza, bir teşekkür notu eşliğinde sunuldu.
Bu basit ama yaratıcı yaklaşım sayesinde hem sosyal medyada viral oldu hem de müşteri toplantıları patladı.
Önemli olan bu pizza örneğini kopyalamak değil; kendi sektörünüze benzer bir yaratıcı yaklaşım geliştirmeniz.
Örneğin:
➤ Hikâyeye Yatırım Yapın, Ürüne Değil
Reklamınız, bir kampanya duyurusu değil; bir anlam taşımalı.
➤ “Bu ürünü alın!” demeyin.
➤ “Bu ürünle hayatınız nasıl kolaylaşacak, nasıl hissedeceksiniz?” onu anlatın.
Örneğin, bir diyetisyen olarak sadece kilo verdirmeye odaklanmayın.
Bir annenin yeniden kendine zaman ayırmasını sağlayan süreci anlatın.
Bir danışman olarak, sadece hizmetlerinizi listelemeyin.
Danışanınızın yaşadığı dönüşümün duygusunu paylaşın.
➤ İnsanlara Kendilerini Görme Fırsatı Sunun
Kendimizi gördüğümüz şeyleri paylaşırız.
Bu yüzden markanızın içeriği, müşterinize kendini gösterebileceği bir ayna olmalı.
🔸 Bir butik işletiyorsanız, sipariş paketine el yazısıyla “Bugün seninle olmaktan mutluyuz!” yazın.
🔸 Bir terapistseniz, seans sonrası danışanınıza minik bir farkındalık kartı ile süreci kutlayın.
Bu küçük jestler paylaşılır.
Ve reklam bütçeniz yoksa en iyi reklam, birinin sizi gönüllü olarak paylaşmasıdır.
➤ Kendi Takipçilerinizi İçerik Üreticisine Dönüştürün
Sadece influencer’larla çalışmak zorunda değilsiniz.
Zaten sizi takip eden insanlar var. Onları konuşur hâle getirmek, en etkili stratejidir.
🟠 Bir müşteri güzel bir deneyim yaşadıysa, ona “Deneyimini paylaşır mısın?” diye sorun.
🟠 Ürününüzü alan kişilerden nasıl kullandıklarına dair fotoğraf ya da kısa video isteyin.
🟠 Paylaşanları etiketleyin, hikâyenizde öne çıkarın.
Bu bir “reklam zinciri” yaratır.
Sıfır bütçeyle sonsuz erişim sağlar.
➤ Reklam Gibi Görünmeyin: Faydayı Konuşturun
İnsanlar artık klasik reklam başlıklarını atlıyor.
Ama gerçek bir problemi çözen içerikleri sonuna kadar izliyor.
Örnek:
🟥 “Hafif, rahat, %30 indirimli spor ayakkabı!”
🟩 “Ayakta tüm gün duranlar için test ettiğimiz en hafif ayakkabı modeli.”
İkinci başlık reklam gibi değil, bir çözüm önerisi gibi durur.
Ve insanlara satın alma değil, yardım edildiğini hissettirir.
Yarattığınız bu deneyimler sosyal medyada paylaşıldığında, artık siz konuşmuyorsunuz.
Topluluğunuz sizin için konuşuyor.
Birkaç madde ile derine inelim:
1. Hedefi Tam 12'den Vurun
Az bütçeyle çok kişiye ulaşmaya çalışmak en büyük hata. Onun yerine şunu yapmalısınız:
Az kişiye, ama doğru kişiye ulaş.
Kime hitap ettiğini netleştirmediğiniz sürece, harcadığın her kuruş boşa gider.
Instagram’da sadece “ilgilenenler” değil, “satın almaya en yakın olanlar” senin reklam hedefin olmalı.
Örnek: Diyelim ki yoga matı satıyorsunuz.
Reklamı herkese göstermeyin. 3 aydır yoga eğitmeni sayfalarını takip eden, “esneklik egzersizleri” arayan kadın kullanıcıları hedefleyin.
Bütçen azsa geniş kitleye değil, hazır olan kullanıcıya gitmelisiniz.
2. “Reklam” Gibi Görünmeyen İçeriklere Yönelin
Bugün insanlar klasik reklamları hızlıca geçiyor.
Ama bir içerik gerçek bir sorunlarına cevap veriyorsa ya da dikkatlerini çekiyorsa, orada duruyorlar.
Örnek:
“Yoga matı %20 indirimde!” yazarsan geçer gider.
Ama “Evde yoga yaparken bile kaymayan mat: Deneyen 5 kişiden 4’ü bunu söylüyor” yazarsan durur, tıklar, okur.
Çünkü artık reklam değil, gerçek faydayı anlatan içerikler kazanıyor.
3. Duygulara Dokunmadan Dönüşüm Olmaz
Ürün satmak yerine, insanların ne hissettiğini anlayın.
Örnek:
Bir anne için yoga sadece esneme değil, kendine ayırdığı 20 dakika olabilir.
Reklamınız şöyle olabilir:
“Çocuğunuz uyuduğunda 20 dakikalık mola: Bu mat sizin nefes alanınız olsun.”
Satışı oradan yaparsınız.
Reklam kampanyası için büyük bütçeleriniz yoksa bile; sosyal medya platformları, bültenler, e-posta listeleri var. Bunlar bedava ama stratejik yaklaşım geretirir.
Yeter ki kime konuştuğunuzu bilin, gerçek fayda sunun, ve insanlar ile konuştuğunuzu unutmayın.
Zaten büyük paralar harcamadan da büyük sonuçlar elde edebilirsiniz. Tabi bu zaman alır hemen sonuç beklemek doğru değil.
Bazı durumlarda, küçük bütçelerle yapılan yaratıcı işler, büyük kampanyalardan çok daha fazla konuşulur. Bu da ayrı bir konu.. Şimdi yazının başında Dikkat Ekonomisi çağında olduğumuzu söylemiştik, biraz detaya inelim:
Dikkat Ekonomisi:
Günümüzde, bilgi ve reklam bombardımanı altında olan tüketicilerin dikkatini çekmek giderek zorlaşıyor. Dikkat ekonomisi olarak adlandırılan bu çağda, markaların öne çıkabilmesi için yaratıcı ve özgün stratejiler geliştirmesi şart. Bu kadar gürültü içinde, yalnızca dikkat çeken değil, hafızada kalan içerikler fark yaratıyor. Artık mesele görünmek değil, fark edilmek. İşte tam da bu yüzden içinde bulunduğumuz bu çağ, “dikkat ekonomisi” olarak adlandırılıyor.
Bu yeni düzende markaların birincil hedefi, insanların dikkatini sadece birkaç saniyeliğine değil, mümkünse uzun vadeli olarak kendilerine kilitlemek. Çünkü dikkat, günümüzde satın alınan bir şeyden çok, kazanılan bir şey hâline geldi.
Peki bu ortamda, düşük bütçeyle dikkatleri nasıl üzerine çekersiniz?
Matthew Parkhurst’ün Antimetal için yaptığı pizza kampanyası işte bu sorunun yaratıcı ve çarpıcı bir yanıtıydı. Sıradan bir e-posta, klasik bir reklam kampanyası ya da sponsorlu içerik yerine, insanların gerçekten konuşmak isteyeceği bir deneyim sundu. Bu sadece bir “pizza göndermek” değildi; bu, dikkat çekmenin, duygusal bağ kurmanın ve konuşulmanın stratejik bir yoluydu.
Bu tür örneklerin ortak özelliği, üç güçlü bileşeni aynı anda harekete geçirmeleridir:
Beklenmedik bir fikir
Anlamlı bir deneyim
Paylaşılabilir bir hikâye
Bu üçlü, bugün dikkat çekmek isteyen her markanın yol haritası olmalı. Ve bu harita büyük bütçeler değil, doğru stratejiler gerektiriyor.
➤ Sektörde neyin “normal” olduğunu belirleyin ve onu yıkacak bir fikir geliştirin. Beklenmedik olan, her zaman dikkat çeker.
➤ Bir kampanya ne kadar hızlı gözükürse gözüksün, duygusal bağ kurmazsa akılda kalmaz. Kısa ama çarpıcı, samimi ve kişisel bir dil tercih edin.
➤ Sadece dikkat çekmek değil, dikkat üzerinde kalmak da önemlidir. Kampanyanızı bir defalık bir çıkış yerine, sürdürülebilir bir bağa dönüştürün.
➤ Ürün anlatmayın, insan hikâyesi anlatın. Kullanıcıların kendini bulabileceği içerikler yaratın.
➤ Bazen bir kampanyayı paylaşılabilir yapan, bir ürünle gelen basit bir not ya da e-posta sonunda yazan içten bir cümledir. Bu detaylar, pazarlamanın en güçlü sessiz cümleleridir.
➤ Kullanıcılarınızı içeriğinize katın. Onları yalnızca tüketici değil, anlatıcı yapın.
🔚 Sonuç olarak şunu unutmayın:
Dikkat ekonomisinde kazanan markalar, en çok para harcayanlar değil; en çok insan konuşanlar olacak.
Eğer siz de düşük bütçeyle büyümek, dikkatleri toplamak ve insanların kendi istekleriyle sizi konuşmasını sağlamak istiyorsanız, işe sıradan olana veda etmekle başlayın.
Ve unutmayın… İnsanların parası değil, dikkati pazarlanıyor.
Siz bu dikkati yakaladığınızda, satış zaten onun ardından gelir.
🎁 Sürpriz Hediye: 5 Kişiye Bire Bir Strateji Görüşmesi
Bu hafta, bültene dönüşümüzü kutlamak amacıyla ilk başvuran 5 kişiyle bire bir ücretsiz strateji görüşmesi yapacağım. Görüşmelerde, pazarlama stratejilerinden içerik üretimine, reklam performansından marka konumlandırmasına kadar işinizin büyümesini doğrudan etkileyen alanları birlikte ele alacağız.
Markanızın güçlü ve geliştirilmesi gereken yönlerini analiz edecek, dijital dünyada sürdürülebilir başarı elde etmeniz için size özel, uygulanabilir stratejiler önereceğim.
📩 Katılmak için sadece Instagram DM üzerinden yazmanız yeterli.
🤝 Bir Geri Bildiriminiz Bülteni Daha İyi Hale Getirir
Bülteni daha da geliştirmemiz için önerileriniz ya da eklenmesini istediğiniz konular varsa bizimle paylaşmaktan çekinmeyin. Her hafta daha iyisini sunabilmek için sizin geri bildirimleriniz bizim için çok değerli. Bu bültende en çok ilginizi çeken konu neydi? Yanıtınızı Instagram üzerinden DM olarak gönderin, haftaya bültenin en iyi yorumunu paylaşalım! Ayrıca, bu bültenin size değer kattığını düşünüyorsanız, işine yarayacağını düşündüğünüz bir arkadaşınıza ileterek onun da bu bilgilerden faydalanmasını sağlayabilirsiniz. Birlikte büyüyelim, gelişelim. Okuduğunuz için teşekkür, haftaya yeni sayıda görüşmek üzere… Miran / Pazarlama Kodları Ekibi |
Reply